İnsan ve Bilgisayar: Anatominin Teknopolitiği

İnsan yapısı ile bilgisayar sistemlerinin karşılaştırılması işleyişin eğitim hayatında daha iyi kavranması amacını taşırken insanların bir bilgisayar (meta) olarak görülmesine karşı bir farkındalık yaratmaya yöneliktir.  İnsan vücudu, kendi kendini düzenleyen karmaşık bir biyolojik sistemdir ve bu insan ve bilgisayar benzetmeleri, bu karmaşıklığın bazı yönlerini hem fiziksel hem de sosyolojik açıdan anlamaya yardımcı olacaktır.

İnsan ve Bilgisayar Yapılarının Karşılaştırması

Vücudun temel kontrol merkezi olan beyin, bilgisayarın işlemcisidir. Beyin, çevresinden gelen bilgileri işler ve bedenin fonksiyonlarını düzenler. Beyin, sinir hücreleri (nöronlar) aracılığıyla elektriksel sinyaller gönderir ve alır. Bu nöronlar, bilgisayarın devreleri ve kabloları gibi işlev görürler ve bilgisayarlarda parçalar arası iletişim sağlandığı gibi bilgileri vücut içinde iletişim sağlamak için taşırlar. 

DNA, belirli genetik kodlardan oluşur ve her insanın genetik talimatlarını içeren moleküler bir veritabanı gibi görev yapar. DNA, organizmanın tüm özelliklerini ve işlevlerini kodlar. DNA nükleotidlerin (A, T, C ve G) belirli bir sıralaması aracılığıyla bilgiyi depolar, benzer şekilde bilgisayarlar da 0 ve 1 gibi temel birimlerle veriyi saklar. DNA, genetik bilgiyi işleyerek yeni hücreler oluştururken, bilgisayarlar da verileri işler ve sonuçları üretir. Bu durumu back-end yazılıma benzetmek ve dış görünüşümüzü belirleyen genetik kodları ise front-end yazılıma benzetmek fena olmaz.

Kalp, bu sistemin merkezi işlemcisidir ve kanı vücut boyunca pompalar. Kalp durduğunda, kan dolaşımı kesilir ve vücut fonksiyonları çalışmaz hale gelir. Bu durum, bir bilgisayarın elektriğinin kesilmesine benzer, çünkü elektrik olmadan bilgisayar işlem yapamaz ve çalışmaz hale gelir. Klavye, fare, kamera, hoparlör, mikrofon gibi çevre birimlerinin bir karşılığı vardır ve çünkü bilgisayarların insan iletişiminde kullanılması, onlara hizmet etmesi için tasarlanmışlardır. Bilgisayar parçaları, insan ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde tasarlanmış ve gelişim süreci insanın evrimi ile doğru orantılı devam etmektedir.

Günümüzde iş hayatında insanların bilgisayar veya bir makine gibi görülmesi dolayısı ile sömürülmesi, iş ilişkilerinin bazen adaletsiz veya duygusuz olduğu anlamına gelir. İş hayatında beklenen, insanın birden fazla görev alması, ailesinden çok mesaiye zaman harcaması iken insanın bir sosyal varlık olduğunu bir kenara bırakarak bir robottan beklenecek beklentilerin oluşmasıdır.

Bilgisayar sistemlerinin insan yapılarına daha çok benzetildiği günümüzde, yapay zeka ve robotların artık iş hayatında yer almasının olumsuz sonuçlar doğuracağı düşünülse de bir o kadar insan hakları ve işçi hakları açısından değerlendirmeye alındığında olumlu sonuçlarında doğabileceğini tartışmak gerekir.

Bugün ise geleceğin robotları yerine daha çok konuşulması gereken, insan haklarına dayalı ve katı kurallarla korunan bir iş dünyasının yaratılmasıdır. Bu iş dünyasında daha insan odaklı ve adil bir yaklaşımın benimsenmesi, hem çalışanlar hem de işverenler için daha sürdürülebilir ve tatmin edici bir çalışma ortamı yaratmaya yardımcı olmaktadır.

Bilgisayarlar bir insan yerine geçebilir ama insanlar bir bilgisayar olamaz…

Önerilen yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir